jigorokano
Unicef çocuğun ruhsal ve bedensel gelişimini tamamlayan ideal bir spor olarak tanımladığı
''judo''yu dünya çocuklarına armağan etmiştir.
Her kim, mücadelede ustalaşırsa kızgın olmayacaktır.
Her kim, kazanmada ustalaşırsa korkak olmayacaktır.
Böylece akıl dövüşten önce kazanacaktır.
Fakat bunu görmeyenler kazanmak için savaşmaya devam edeceklerdir."
Judo'nun temelleri aslen Jujutsu olarak adlandırılan başka bir savunma sanatına dayanır. Hanedan dönemlerinde Jujutsu, okullarda ders olarak görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde okullar sanatın kullanımı açsından çeşitli kollara ayrılmışlardı. Bazı okullar vuruşlarda (atemi-waza) ustalaşmayı tercih etmiştir. Okulların ortak düşüncesi; kılıç sanatında da olduğu gibi anında topyekun saldırı yapmak ve saldırıları tek hamleyle bertaraf etme yolunu izlemiştir. Dr. Jigoro Kano modern judonun kurucusu olarak bilinir. Kendisi Judo-Seiryoku Zenyo (fiziksel ve mantıksal olarak maksimum etki) prensibini benimsemiştir. Bu öğretisini Eishoji Tapınağında 1882 tarihinden itibaren öğretmeye başlamıştır. Genel anlamda hanedan zamanı okulların farklılaştığı konuları tek öğreti altında yani Judo başlığında birleştirmiştir. 4 Mayıs1938'deki ölümünden sonra öğretisi dünyaca kabul edilmiştir. 1964 yılında olimpiyatlara dahil edilmiştir..
Judo Japonya kaynaklı bir dövüş sanatı ve bir spor dalı olmaktadır. Judo, Jujutsu dan gelistirilmiş ve temel ilkeleri 1882'de Dr. Jigoro Kano tarafından tanımlanmıştır. Judo Japon modern dövüş sanatlarının ilk örneği olmaktadır. Gentai Budo (Modern Dövüş Sanatları) geleneksel Japon dövüş sanatları okulları (Koryu) ilkelerinden gelmektedir.
Tarihçesi.
Judonun ilk dönemlerinin eskileşmiş bilgiler, eski kafalar ve onun temellerini atmış olan matematik öğretmeni Kano Jigaro (1860-1938) (Japonca'da soyadı önce gelir) tarihçesi birbirinden ayrı düşünülemezler. Kano yapılacak işi olan bir ailede doğmuştu. Dedesi Japonya merkezindeki Shinto Bölgesinde kendi geçimini sağlayan bir sake üreticisiydi. Kano'nun babası en büyük evlat olmağı için işi devralmadı ve bir Shiton Rahibi ve Devlet Memuru olup, oğlunun Japonya İmparatorluk Üniversitesindeki ikinci senesine devam etmesini sağlayacak yeterli feyzi oğluna verdi.
Kano 17 yaşında iken Jujutsu ile başladı, o zamanlarda bayındır bir sanattı, ama kendisini ciddiye alacak bir hoca bulmanın da zorluğu ile az bir ilerleme gösterdi. 18 yaşında edebiyat öğrenmek için gittiği üniversitede, dövüş sanatı çalışmalarını sürdürdü, sonunda yaşayan en yaşlı Kano öğrencisi ve sayılı bir Japon/Amerikalı Judoka olan Keiko Fukuda'nın Atası ve Tenjin Shinyo Ryu ustası Hachinosuke Fukuda'nın öğretilerini benimsedi. Fukuda Judo'da biçimsel idmanların üzerine önemli bir tekniğe sahip olmanın, Kano'nun vurguladığı randori veya serbest judo çalışmanın tohumlarını ektiğini söyledi.
Kano, Fukuda'nın Okuluna katıldıldıktan bir yılı aşkın bir süre sonra Fukuda hastalandı ve öldü. Sonrasında Kano, biçimsel katalara Fukuda'dan daha çok önem veren Masatomo Iso'nun Tenjin Shinyo okuluna katıldı. Kano kendisini adayıp kısa zamanda shihan yani usta unvanını alıp Iso'nun yardımcısı olduğunda 21 yaşında idi. Iso'nun da hastalanması üzerine daha öğrenmesi gereken çok şey olduğunu düşünen Kano, başka bir stil daha edindi, Kito Ryu hocası Tsunetoshi Iikubo'nun öğrencisi oldu. Fukuda gibi likubo da serbest çalışmadan daha önemli olduğuna inanıyordu ve diğer yandan Kito Ryu fırlatma tekniklerine Tenjin Shinyo Ryu dan çok daha üst derecede önem vermekteydi.
Bu zaman içinde, Kano ,kata guruma, uki goshi gibi teknikler geliştiriyordu. Fikirleri çoktan Kito ve Tenjin Shinyo Ryu' nun ilkelerini genişletmenin ötesine geçmişti, yeni gayeler ile doluydu, kısmen eğitiminin bir sonucu olarak, sağlam bilimsel ilkelere dayanan tekniklerle ve dövüş sanatlarındaki ilerlemeye ilaveten genç insanların kafa, karakter, vücut gelişimine önem vererek, kafasında jujutsuyu yeniden biçimlendirmişti. Kano 22 yaşında üniversiteyi bitirdikten hemen sonra, Eishoji Tapınağında kendi himayesinden jujutsu çalışmak için Iikubo'nun okulundan 9 öğrenciyi yanına aldı. Yerleri bu isimle anılzmadan önce iki yıl geçti, Kano henüz Kito ryu da usta unvanını almamıştı, Iikubo öğretime yardım için haftada üç gün tapınağa geldi. Kodokan veya "yolu öğrenmek için mekan" böyle kuruldu.
Judo kelimesi, nazik olmak veya yol vermek anlamına gelen "ju" ve yaşamın yolu anlamına gelen "do", kanjilerinden türetildi. Kelime karşılığı "nezaket yolu" veya "yol verme yolu" dur, "esneklik yolu", "uyum yolu", "bükülme yolu" şeklinde isimlendirildiği de olmştur.
Kemer Renkleri ve alınış şekilleri
Judokaları teşvik etmek amacıyla her 4 ayda bir sınav yapılarak bir üst kuşağa geçmeye imkan verilmekteidr.Kyu(öğrencilik)devresi 6 kemer renginden oluşmaktadır.
Roku Kyu 6.sınıf Beyaz Kemer
Go Kyu 5.sınıf Sarı Kemer
Yo(Yon) Kyu 4.sınıf Turuncu Kemer
San Kyu 3.sınıf Yeşil Kemer
Ni Kyu 2.sınıf Mavi Kemer
İk Kyu 1.sınıf Kahverengi Kemer
Bu devreleri geçiren sporcu çetin bir imtihandan geçerek (DAN) ustalık derecesi olan Siyah Kemeri almaya çalışmaktadır.Dan alacak kişinin tüm teknikleri sağlı ve sollu olarak yapması,kombine ve kontraatakları bilmesi gerekmektedir. Ustalık dereceleri 10 adettir..
1. Sho Dan Siyah Kemer
2. Ni Dan Siyah Kemer
3. San Dan Siyah Kemer
4. Yon Dan Siyah Kemer
5. Go Dan Siyah Kemer
6. Roku Dan Siyah Kemer
7. Shichi Dan Kırmızı-Beyaz
8. Hachi Dan Siyah bağlayabilir
9. Ku Dan Kırmızı
10.Ju Dan Siyah bağlayabilir
Judo'nun çarpışma teorisi
Judo çarpışmanın iki safhadan oluştuğunu varsayar, ayakta / tachi waza ve yer / newaza safhası. İlgilerine göre bazı judokalar bir safhada diğerine göre daha üstünken, birçok judoka her iki safhaya da eşit ağırlık verilmektedir.
Ayaktaki safha Ayaktaki safha başlangıç safhası olarak kabul edilen safhadır, rakipler birbirlerini yere atmaya çalışırlar.Rakibi ayaktayken sırt üstüne düşürmek maçı kazanmaktır (İPPON-Tam puan). Yer safhasında ise rakibini belirnenen süre içerisinde , yerden kalkamayacak şekilde sabit tutarak puan alma safhasıdır.(Wazaari almış sporcu 20 saniye,diğer tekniklerle yere atış sonrasında ise 25 saniye tutuş yapılırsa, İPPON-Tam puan ile maç kazanılır). Ayakta rakibini yere atarak puan alma şekilleri;KOKA,YUKO,WAZAARİ adı altında Japonca terimlerle ifade edilmektedir.
Kıyafet
Judoka (Judo öğrencileri) Judo çalışmak için Judogi (Japonca Judo kıyafeti) ismi verilen beyaz,özel örgülü, keten kıyafetler giymektedirler. Kodokan'da . Judogi uçkurlu bir beyaz keten pantolon ve kyu veya dan seviyenizi gösteren renkli bir kemer ile bağlanmış beyaz kapitone ceketten oluşur. Ceket, boğuşma ve fırlatmalarda oluşacak gerilmelere göre yapılmıştır ve sonuç olarak (karate kıyafeti) daha kalın yapılmıştır. Müsabakalardan önce, hakem ve yardımcı hakemlerin kolay ayrım yapabilmesi için, bir judoka mavi bir judogi ile tatami'ye(minder) çıkartılır. Yeterli mavi judogi olmadığı durumlarda, bir judoka'ya renkli(mavi) diğer judoka'ya ise beyaz bir kuşak verilir. Judogi 3 kısımdan oluşur.
UWAGİ: Judoginin ceket kısmına verilen addır.
SHATAGİ(STABAKAMA):Judoginin pantalon kısmına verilen addır.
OBİ:Judo kemerine verilen addır.
Teknikler
Çoğu döğüş sanatı gibi vuruşlar yerine boğma,fırlatma (nage), denge bozma (kuzushi) üzerine kurulmuştur.Bütün judo teknikleri 3 kategoride toplanmaktadır.Her kategori kendi içinde bölümlere ayrılır. NAGE WAZA Fırlatma teknikleri KATAME WAZA Tutma,yakalama teknikleri ATEMİ WAZA Vuruş teknikleri